Uzm. Dr. Aydın Demirkol
Psikiyatri - Ankara
Adresler (1)
Uzm. Dr. Aydın Demirkol
Bu kliniğin online randevu alabileceğiniz bir takvimi bulunmuyor.
Uzm. Dr. Aydın Demirkol Hakkında
Değerlendirmeler
DeğerlendirHizmetler
Uzm. Dr. Aydın Demirkol Hakkında
Değerlendirmeler
Değerlendir-
Aydın hoca çok başarılı bir hekim. Tarzı farklı gelebilir bazılarına ama etkisi tartışılmaz. Hiç anlamadan kendimi değişmiş ve daha mutlu buldum. Daha önce bir çok terapi yöntemi denemiş olmama rağmen Aydın hocayla terapi sonucunda asıl yararı gördüm. Çok teşekkür ediyorum emeklerine. İyi ki var.
-
Sürekli ellerimi yıkıyordum ve buna benzer istemsiz hareketler sergiliyordum. kapı kilidi kontrolü sackurutma makinesinin fişini cıkarmak vb..bi sekilde aydın hocamla tanıştım.ilk randevudan bu yana 5 yıl geçti. Bu süreçte yasadıgım OKB (obsesif kompulsif bozukluk) nin suda boğulmamak için tutundugum bir yılan oldugunu algılattı. Yani yaşadığım seyin acizlik değil beynimin kendini koruma mekanizması oldugunu anladım ilk olarak. İlk zamanlar sadece kafam karışıyordu ne oldugunu anlamıyordum yani somutlaştıramıyordum aldıgım terapileri ama sunu görüyordum iyi geliyordu adım attıgımı hissetmek yetiyodu bana o zamanlar. Attıgım adım bir taş gibi uzaga gitmiyodu ama bir kayayı yerinden oynatıyodu. Adımlar küçük olsa da etkisi büyüktü yani. ama okb devam ediyodu hala ilk 3 sene içinde sanki sadece biraz azaltmış ve kontrol altına almıştım. ama umrumda pek diildi arada yaşadığım okbler. Çünkü bi keşfe cıkmıştık eşitliğin sol tarafına müdahele ediyorduk. Aydın hocada en cok etkilendiğin örnektir eşitlik örneği iki eksinin carpımıda artıdır. İki artının çarpımıda artıdır. Mesele eşitliğin sol tarafı. İşte ben eksilerimi artı yapmaya başlamıştım ve yaşadıgım durum birinin artı olmasıydı ikincininde artı yapınca düzelecekti her sey. Yasadıgım okb kötü bişey değildi yani ben gelişiyordum. Ve eiştliğin sol tarafını düzeltikçe yaşadıgım okbler birer birer yok oldu. Suan nasılmıyım okb ye dair yasadıgım el yıkama aşırı titizlik kontrolcülük patolojik değil artık elimi herkes kadar yıkıyorum herkez kadar titiz herkez kadar kontrolcuyum yani geçti okb. Aa hala gidiyorum aydın hocaya neden mi gelişmenin sınırı yok iki eksiden artılarında sınırı yok. Bize hep eşitliğin sağ tarafını süslemeyi ögrettliler yada kendimiz ögrendik. Mesele eşitliğin sol tarafında yani kendimize yolculukta. Umarın okb yaşayan insanlara ilk adımı atmaları açısından yazdıklarım teşvik edici olur. Ben bu işi başardım sizde başarabilirsiniz
-
Birini dinlerken en zor olan, susmakmış. Sorunu apaçık görseniz dahi, vaktinden önce müdahale ettiğinizde, karşınızdaki duymuyormuş bile ne söylediğinizi. Aksine saldırganlık olarak algılayıp, savunmaya geçiyormuş. Aydın Bey’den ben ilk önce, aktif dinlemeyi öğrendim.Sizi ne zaman söylediklerinizle yüzleştirmesi, ne zaman sadece dinlemekle yetinmesi gerektiğini çok iyi bilen, çok tecrübeli, sabırlı ve zeki bir dinleyici tarafından dinleniyor olmak; her şeyden önce terapilere direnç göstermenizi engelliyor. Anlaşıldığınızı ve yargılanmadığınızı gördüğünüz güvenli zeminde, en kuytularınıza saklanmış olan siz; suçluluk duygularınızla, zaaflarınızla, köşelerinizle, savunmalarınızla, dirençlerinizle, travmalarınızla, maskelerinizle birlikte günışığına çıkmaya başlıyorsunuz. Kendinizi bildikçe ve kendiniz olabildikçe, daha önce dram olarak yaşadığınız pek çok meselenin, aslında kendinizden kaynaklandığını fark ediyorsunuz. Aydın Bey’le ben, kendimi olduğum gibi ve olduğum kadar kabullenmeyi öğrendim. Kendimi yargılamayıp anlamaya başladıkça; kendimle savaşım duruldu. Kendimden razı olmaya başladıkça, dünya gözüme Aydın Hoca’nın benzetmesi ile söylersem, cennet değilse de cehennem gibi görünmemeye başladı. Dünya araf’tı. Rengi gri. Siyah ya da beyaz değildi. Ben, Aydın Bey’den en çok gri’de kalabilmeyi öğrendim. Ancak bir mucize bekleyerek gelmenin yanıltıcı olabileceğini düşünüyorum. Daha doğmadan yaralanıyoruz çünkü. Ve yol boyunca, inciniyoruz, kırılıyoruz, dağılıyoruz, kayboluyoruz, paramparça olabiliyoruz. Yaşamak, yaralanmak nihayet. “Dünyaya gelmek, bir saldırıya uğramak.” Hal böyleyken, birkaç seansta büyük değişimler beklememek gerek. Hiçbir tedavi, mucize değil. Şemalarımız, zorlayıcı olaylar yaşadığımızda hatırlatıyor kendini elbette. Ama yaralanmaktan korkmadan yaşayabilmek, hayatımızı daha anlamlı kılabilmek, sorunlarımızla mücadele edecek iç kaynaklarımızı güçlendirebilmek, kendimizi olabildiğince bilmek, yine Aydın Hoca’nın ifadesi ile “idare edebilmek” adına önemli farkındalıklar kazanabileceğinizi düşünüyorum. Son olarak: Günümüz gösteri toplumunda gösteriden uzak, sade, sakin, hem Doğu'nun bilgeliğini hem Batı'nın ilmini sentezlediği terapileri ile Aydın Demirkol bir okuldur. Bu ülkenin yetiştirdiği bir değerdir. Kendisine uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum.
-
Okuduğum en son kitapta :''İyi bir terapi seansı, iyi bir şiir gibi sözün israfından kaçınır. Sadece sessizlikle, sessizliğin elle tutulmaz kırılganlığıyla sonu olmayan bir diyalog kurulursa, hesap yapan mantığın gözleriyle asla görülmeyecek olan ruhun dile getirilemez yaraları kavranabilir ve bu yaralar iz bırakmadan tedavi edilip iyileştirilebilir'' diyor Eugenio Borgna. Bu cümlenin karşılığı benim için doktorum Aydın bey'dir. Kendisi ile geçirdiğim terapi seanslarının her dakikası anlamlıdır. Çünkü gerçekçiliğinin getirdiği güveni , hastasına olan saygısını hissedersiniz her terapi seansında. Kendinize yaptığınız keşif yolculuğunda olabilecek en iyi kılavuzdur Aydın Demirkol.
-
Hayatta yasadigim en zor tecrubelerden birini onun terapileri sayesinde daha hafif yaralarla atlattigim icin kendimi cok sansli hissediyorum ve depresyon cukurundan daha saglam bir temelle daha saglam bir bina dikmemi sagliyacagi icin kendisine cok tesekkur ediyorum.
-
Hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum Keşke Aydın Bey'e daha önce gitseydim diyorum ama inanıyorum ki bunun da bir sebebi var. Kendisine ilk defa gittiğimde, sadece hayatımdaki sorunlarla ilgili çözüm yöntemlerinin gösterileceğini sanmıştım. Fakat bunun yanında kendi içime bakmam için bana bir ayna tutulacağını ve bir keşfe çıkacağımı, bana yol gösterileceğini bilmiyordum... Her seansta sizin kendinize bile söylemekten kaçındığınız, kafanızdan atamadığınız şeyleri bulur ve o kadar da korkulacak şeyler olmadığını geniş bir bakış açısıyla gösterir. Jung'un öğretileriyle hayat terazinizin sallanan kefeleri dengeye gelirken, kendinizle, hayatla barışırsınız. Keskin zekası, bilgisi, deneyimi ve insan sevgisiyle sizi ruhunuzun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkartır.
-
"Sana Gül Bahçesi Vadetmedim" adlı romanda geçer: "Ve böyle söyler doktoru Deborah'a: Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır. Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olurdu." Aydın Bey, bu nevi bir doktordur. Günümüzde çok rağbet gören; zihni bir çırpıda yeniden programlayan, kişinin tüm travmalarını hemen çözen, birkaç seansta farkındalık yaratıp yeni bir bilinç inşa eden, samimiyetsiz ve gerçeklikten uzak bir motivasyonla yeni bir kendilik görüşü yaratabileceğine inanan, bireyin narsissitlik yönünü fazlasıyla besleyen, ticari kaygısı ön planda olduğu hissedilen danışmanlara hiç benzemez.İlim ile irfanın, mesleki bilgi ve tecrübe ile gönül gözü açıklığının bir arada olduğu, çok değerli bir doktordur. Jung'un kuramları zemininde geliştirdiği özgün terapilerinde, sizi içinizdeki bilgeyle tanıştırır. Siz; içinizde olan bitenleri darmadağın anlatırken; size ayna olur ve sessizce ve yerinde manevralarla eşlik eder öykünüze. Yavaş yavaş içinizdeki bilgenin sesini dış seslerden ayırt etmeye, hiç fark etmeden iyileşmeye başlarsınız. Kendi ruhunuzdaki sırlar, aşina olmaya başlar size. Sorunlarınızın kökeni ile yüzleşir ve gerçekçi bir iç görüye ulaşırsınız.Tüm bu süreçte, hastasına karşı son derece sabırlı, şefkatli, saygılı ve mütevazidir. İçtenlikle herkese tavsiye ederim.
-
Doktor Beye dün gittim, kendisinin yaklaşımı gerçekten çok iyi, başarılıdır da mutlaka, kesin birşey söyleyemiyorum çünkü devam edemeyeceğim. Zira gitmeyi düşünenler şunu göze alarak gitsinler, beni haftaya tekrar çağırdı. Randevu için aradığımda Türkiye şartlarında oldukça yüksek olan muayene ücretini yeniden istediler. Seans aralıkları bu kadar sıkken, söz konusu meblağın da aynı sıklıkta talep edilmesi herhangi bir kontrol indirimi vs. yapılmaması tedavinin benim için sürdürülebilirliğini imkansız kıldı maalesef. Gidecekler bu durumu bilerek gitsin, şu anda keşke gitmeden sormuş olsaydım diyorum. Ama haftaya gel diyebileceği ya da normalde sağlık kuruluşlarında uygulanan kontrol mekanizmasının burada işletilmeme ihtimali aklıma gelmediğinden boş bulundum. Doktor Beye ulaşmam mümkün olmadı, ama belki kendisi buradan görüp duruma danışanlarının lehine olacak şekilde müdahale eder, zira kendisinden ben bu mesleği sırf ticari amaçla yapmadığı izlenimini de aldım.
-
Ses tonu, yaklaşımı harika. Fazla zeki (: tek bir soru ile beyninizden atamadığınız sorunu sizin atmanızı sağlıyor , aslında kendinizi kendiniz tedavi ediyorsunuz , size bunu yaptıran kişi doktorunuz Aydın Bey. Keşke tekrar gidebilme imkanım olsa, maddi nedenlerle gidemiyorum ama en kısa sürede tekrar gideceğim
Hasta Soruları
Bu uzmana sorulmuş bir soru yok.
Aydın hoca çok başarılı bir hekim. Tarzı farklı gelebilir bazılarına ama etkisi tartışılmaz. Hiç anlamadan kendimi değişmiş ve daha mutlu buldum. Daha önce bir çok terapi yöntemi denemiş olmama rağmen Aydın hocayla terapi sonucunda asıl yararı gördüm. Çok teşekkür ediyorum emeklerine. İyi ki var.
Sürekli ellerimi yıkıyordum ve buna benzer istemsiz hareketler sergiliyordum. kapı kilidi kontrolü sackurutma makinesinin fişini cıkarmak vb..bi sekilde aydın hocamla tanıştım.ilk randevudan bu yana 5 yıl geçti. Bu süreçte yasadıgım OKB (obsesif kompulsif bozukluk) nin suda boğulmamak için tutundugum bir yılan oldugunu algılattı. Yani yaşadığım seyin acizlik değil beynimin kendini koruma mekanizması oldugunu anladım ilk olarak. İlk zamanlar sadece kafam karışıyordu ne oldugunu anlamıyordum yani somutlaştıramıyordum aldıgım terapileri ama sunu görüyordum iyi geliyordu adım attıgımı hissetmek yetiyodu bana o zamanlar. Attıgım adım bir taş gibi uzaga gitmiyodu ama bir kayayı yerinden oynatıyodu. Adımlar küçük olsa da etkisi büyüktü yani. ama okb devam ediyodu hala ilk 3 sene içinde sanki sadece biraz azaltmış ve kontrol altına almıştım. ama umrumda pek diildi arada yaşadığım okbler. Çünkü bi keşfe cıkmıştık eşitliğin sol tarafına müdahele ediyorduk. Aydın hocada en cok etkilendiğin örnektir eşitlik örneği iki eksinin carpımıda artıdır. İki artının çarpımıda artıdır. Mesele eşitliğin sol tarafı. İşte ben eksilerimi artı yapmaya başlamıştım ve yaşadıgım durum birinin artı olmasıydı ikincininde artı yapınca düzelecekti her sey. Yasadıgım okb kötü bişey değildi yani ben gelişiyordum. Ve eiştliğin sol tarafını düzeltikçe yaşadıgım okbler birer birer yok oldu. Suan nasılmıyım okb ye dair yasadıgım el yıkama aşırı titizlik kontrolcülük patolojik değil artık elimi herkes kadar yıkıyorum herkez kadar titiz herkez kadar kontrolcuyum yani geçti okb. Aa hala gidiyorum aydın hocaya neden mi gelişmenin sınırı yok iki eksiden artılarında sınırı yok. Bize hep eşitliğin sağ tarafını süslemeyi ögrettliler yada kendimiz ögrendik. Mesele eşitliğin sol tarafında yani kendimize yolculukta. Umarın okb yaşayan insanlara ilk adımı atmaları açısından yazdıklarım teşvik edici olur. Ben bu işi başardım sizde başarabilirsiniz
Birini dinlerken en zor olan, susmakmış. Sorunu apaçık görseniz dahi, vaktinden önce müdahale ettiğinizde, karşınızdaki duymuyormuş bile ne söylediğinizi. Aksine saldırganlık olarak algılayıp, savunmaya geçiyormuş. Aydın Bey’den ben ilk önce, aktif dinlemeyi öğrendim.Sizi ne zaman söylediklerinizle yüzleştirmesi, ne zaman sadece dinlemekle yetinmesi gerektiğini çok iyi bilen, çok tecrübeli, sabırlı ve zeki bir dinleyici tarafından dinleniyor olmak; her şeyden önce terapilere direnç göstermenizi engelliyor. Anlaşıldığınızı ve yargılanmadığınızı gördüğünüz güvenli zeminde, en kuytularınıza saklanmış olan siz; suçluluk duygularınızla, zaaflarınızla, köşelerinizle, savunmalarınızla, dirençlerinizle, travmalarınızla, maskelerinizle birlikte günışığına çıkmaya başlıyorsunuz. Kendinizi bildikçe ve kendiniz olabildikçe, daha önce dram olarak yaşadığınız pek çok meselenin, aslında kendinizden kaynaklandığını fark ediyorsunuz. Aydın Bey’le ben, kendimi olduğum gibi ve olduğum kadar kabullenmeyi öğrendim. Kendimi yargılamayıp anlamaya başladıkça; kendimle savaşım duruldu. Kendimden razı olmaya başladıkça, dünya gözüme Aydın Hoca’nın benzetmesi ile söylersem, cennet değilse de cehennem gibi görünmemeye başladı. Dünya araf’tı. Rengi gri. Siyah ya da beyaz değildi. Ben, Aydın Bey’den en çok gri’de kalabilmeyi öğrendim. Ancak bir mucize bekleyerek gelmenin yanıltıcı olabileceğini düşünüyorum. Daha doğmadan yaralanıyoruz çünkü. Ve yol boyunca, inciniyoruz, kırılıyoruz, dağılıyoruz, kayboluyoruz, paramparça olabiliyoruz. Yaşamak, yaralanmak nihayet. “Dünyaya gelmek, bir saldırıya uğramak.” Hal böyleyken, birkaç seansta büyük değişimler beklememek gerek. Hiçbir tedavi, mucize değil. Şemalarımız, zorlayıcı olaylar yaşadığımızda hatırlatıyor kendini elbette. Ama yaralanmaktan korkmadan yaşayabilmek, hayatımızı daha anlamlı kılabilmek, sorunlarımızla mücadele edecek iç kaynaklarımızı güçlendirebilmek, kendimizi olabildiğince bilmek, yine Aydın Hoca’nın ifadesi ile “idare edebilmek” adına önemli farkındalıklar kazanabileceğinizi düşünüyorum. Son olarak: Günümüz gösteri toplumunda gösteriden uzak, sade, sakin, hem Doğu'nun bilgeliğini hem Batı'nın ilmini sentezlediği terapileri ile Aydın Demirkol bir okuldur. Bu ülkenin yetiştirdiği bir değerdir. Kendisine uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum.